25 Nisan 2012 Çarşamba

Türkiye'de Spor


Türklerde spor 
Spor, Orta asya bozkırlarında göçebe olarak yaşayan Türkler arasında da revaçtaydı. Türkler yaratılışları icabı savaşçı ve mücadeleci bir topluluktur. Aynı zamanda gelenek, görenek, örf ve adetlerine bağlı, bunlardan taviz vermeyen insanlar olarak kendilerini tanıtan Türkler, sportif faaliyette de kendilerini gösterdiler ve başarı sağladılar. Vahşi sürüler halinde gezen atları ehilleştirerek harp ve spor vasıtası olarak kullandılar. At yarışları: Kaçma-kovalama, at üzerinde ok atma, mızrak kullanma, Gök-börü, Kız-börü ve Beyge oyunları Türklerin at üzerindeki oyunlarıdır. Türkler ok kullanmakta çok mahirdiler. Onlar için ok ve yay, at kadar kıymetli sayılmıştır.
Ortaasya’daki Türklerin, başarı gösterdikleri spor dallarından biri de güreştir. Bunun yanında koşular, cirit, çögen de yaptıkları sporların başında gelmekteydi. Türkler, düğünlerde, bayramlarda, şenliklerde çeşitli spor gösterileri yaparlardı.
Osmanlılar döneminde Türkler, Ortaasya’dan getirdikleri çeşitli sporları yapmayı sürdürmüşlerdir. Osmanlı Sultanları, sporu sevdikleri için çeşitli yerlere spor alanları, özellikle ok meydanı yaptırmışlardır. Dördüncü Murad Han, dünyanın bir numaralı ok atıcısıydı. Osmanlılar zamanında güreş çok yaygın bir spordu. O zamanlar ünlü Türk güreşçileri yetişmiş ve bu güreşçiler Avrupa’da rakip bulamazken, deniz aşırı ülkelere bile gitmişlerdir. Türk gibi kuvvetli sözü büyük pehlivanlarımızın yaptığı güreşlerden ortaya çıkmıştır. Osmanlılarda İstanbul’un çeşitli yerlerinde Okçuluk Tekkesi, Pehlivanlar Tekkesi gibi kuruluşlar, Türklerde sporun ilk resmi kuruluşları olmuştur. O zamanki bu tekkelerin şeyhleri günümüzdeki Federasyon Başkanı hüviyetini taşımaktaydı.
Türkiye’ye ilk defa modern sporu sokan Fransız Beden Eğitimi Öğretmeni M. Morioux olmuştur. Daha sonra 1903’te kurulan Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü, 1905’te kurulan Galatasaray ile 1907’de kurulan Fenerbahçe, Türkiye’deki ilk spor ve futbol kulüpleri oldular. Cumhuriyetten sonra Türkiye’de hızla gelişen spor, büyük bir sporcu kitlesini içine aldı. Spor faaliyetleri günümüzde Gençlik ve Spor Bakanlığınca düzenlenmektedir.

Spor ve Sağlık



Spor ve sağlık
Sporun her dalı insan sıhhati için faydalıdır. Fakat zaman, yaş ve ortam göz önünde bulundurularak sistemli olarak yapılan spor sağlık için faydalıdır. Spor yapmanın yaşı yoktur. Spor bedeni ve ruhi kabiliyetleri düzenli, dengeli, gayeye uygun olarak geliştirmek ve gereğinde bunlardan en iyi biçimde faydalanmak için yapılır.
Spor tesis, öğretim ve eğitim, malzeme ve spor organizasyonundan ibaret olan temel faktörlerin bir arada ve beraber bulunduğu ortamda var olur ve gelişir. Bu ortamların olmadığı ve bilgisizce yapılan sporlar sağlık için fayda yerine zarar getirir. Faydalı veya zararlı spor yoktur. Herhangi bir tür spor ferde göre faydalı da zararlı da olabilmektedir. Ferdi yapılan spor faaliyetleri kişinin karekterini meydana getirirken, takım sporları ise oyun arkadaşları ile ekipleşme ruhu ve dayanışma vasıflarını geliştirmekte, dolayısıyla sporculuk ruhu, eşitlik, beceri, nefse hakimiyet ve nezaketi bir araya getirmektedir.

Spor Çeşitleri


Spor çeşitleri
Sporun birçok çeşiti vardır. Bunlardan, bazıları ferdi, bazıları da toplu veya takım halinde yapılır. Futbol, basketbol, voleybol, kürek, hentbol gibi sporlar takım halinde, binicilik, yüzme, tenis, eskrim, judo, boks, güreş, avcılık gibi sporlar ise ferdi yapılır.
Milletlerin her sporda aynı başarıyı gösteremedikleri, bilinen bir gerçektir. İngilizler futbolda, Amerikalılar beyzbolda, Türkler, İslavlar ise güreşte üstündür. Dünyamız aynı anda çeşitli iklim şartlarına sahip olduğu için, soğuk ülkelerde gelişen kış sporları, sıcak ülkelerde bilinmemektedir. Bunun yanında coğrafi özellikler insanların vücut yatkınlıklarının bazı sporlarda gelişmesinde, bazılarının ise yapılmamasında büyük rol oynamaktadır.
Gelişmiş ülkelerin eğitim kuruluşları spora ve spor temaslarına çok önem vermektedirler. Okullarda çeşitli sporlar yapılır. Ayrıca sırf sporla uğraşan kulüpler bulunmaktadır. Bu kulüplerin bazıları çeşitli spor branşlarında bazıları sadece bir branşta faaliyet göstermektedir.
Kadın ve erkek yapıları arasındaki farktan dolayı, her iki cins için seçilen sporlar da farklıdır. Kadınların yaptığı bazı sporları erkekler, erkeklerin yaptığı bazı sporları ise kadınlar yapamamaktadır.
Birçok spor dalı milletlerarası federasyonların denetimi ve kontrolü altındadır. Bu federasyonlarsa milletlerarası federasyonun üyesidir. Her ülkede Milletlerarası Olimpiyat Komitesine bağlı bir milli olimpiyat komitesi vardır.

Sporun Tarihi


Sporun Tarihi
İnsanların çok eski zamanlardan beri gerek ferdi, gerekse toplu olarak sportif faaliyetlerde bulunduğunu tarihi kaynaklar yazmaktadır. Vücut hareketleriyle ilgili sportif faaliyetlere bütün medeniyetlerin beşiği olarak kabul edilen Ortaasya ve Anadolu’nun coğrafi bölümlerinde rastlamak mümkündür. Bu bölgelerde medeniyetlerin bir çoğu vücut hareketliliğine önem vermektedir.
M.Ö. 4000 senelerinde yaşamış Asur, Babil, Hitit ve Sümer uygarlıklarında ok ve mızrakla avlanma meşhurdu. Babil-Kiş’te yapılan bir arkeolojik kazıda Sümerlere ait iki tekerlekli ve dört koşumlu bir yarış arabasının bulunması, sporun tarihinin ne kadar eski olduğu hakkında bilgi vermektedir. Tarihi Gılgamış destanında da, Sümerlerin değişik sportif faaliyetlerde bulunduğu yazılıdır.
Eski Mısırlıların vücut güzelliklerini korumak için jimnastik hareketlerine ve güreşe önem verdikleri, Orta Nil kenarındaki Beni Hasan Mezarlığında yapılan kazılardan anlaşılmıştır. İlk ve Ortaçağlarda Romalılar ve Yunanlılarda sportif faaliyetler görülmektedir. Bunlarda bazı sporların vahşice icra edildiği tarihi bir gerçektir. Romalıların zırhlı eldivenlerle yumruk dövüşü yapmaları, Yunanlıların güreş sporunda kol kırmayı, boyun koparmayı, tekme atmayı serbest ederek izin vermeleri bunlara misaldir. Eski Romalıların spor yapmaktaki gayesi gençleri savaşa hazırlamaktı. Ortaçağda da gençleri savaşa hazırlamağa önem verildi. Bu devirde daha çok asil ailelerin çocukları spor yapabiliyordu.
Zamanımızdaki spor, 19. yüzyılın ikinci yarısında başladı. Yapılan spor reformlarıyla gençler arasında spor hevesi canlandırıldı. Kulüpler, takımlar kuruldu, yarışmalar düzenlendi.
Günümüzdeki milletlerarası spor faaliyetleri dünya gençlerini birbirine kaynaştırmakta, aralarında efendice mücadele ruhunu geliştirmektedir. Sporun genel esasları ahlaka, ne olursa olsun kazanmayı gaye edinmeyen bir doğruluk kuralına dayanır. Bu doğruluğun sürekli olarak sağlanabilmesi için bütün dünyada bir takım kurallar konulmuştur.
Sporun en önemli esaslarından biri rekordur. Rekor belirli bir branşın, belirli bir zaman dilimi içinde varılan en yüksek derecesini gösterir. Bunun tespiti için kronometre, şeritmetre gibi çeşitli ölçü aletleri kullanılır.

Spor Nasıl Yapılır


Spor Nasıl Yapılır
Spor Belli bir oyunun yapılması anlamında olmamalıdır. Spor oyunları özel tesis ve donanım gerektirdiğinden spor yapmayı engeller. Herkes için spor, anlayışı ile hareket ederek sporu yaygın hale getirmek mümkün olmuştur.
Yürümek, koşmak, tırmanmak, engebeli yollarda yürümek bireysel sporlardır. Bu sporlar her yerde yapılabilir.
Açık havada hareket yapmak, yüzmek ve oyun oynamak spor için yeterli bazı uğraşlardır. Evde her sabah 10-15 dakika vücut hareketleri yapmak iyi bir spordur.
Spor türü seçilirken vücudun değişik bölgelerine yönelik ve çok kas denetimini hareket ettiren hareketler tercih edilir.
Gebelikte uterus kaslarının ve uterus bağlarının güçlenmesi doğumun kolay olması için gebelik döneminde önerilen sürelerde yürüyüş ve uygun spor yapılır. Yürüyüş ve spor sağlıklı doğum için gereklidir.
Yeni doğan bebeklere yaptırılan kol ve bacak hareketleri bebeğin spor ihtiyacını giderir. Bebeğin sağlıklı gelişmesini ve büyümesini kolaylaştırır.
Kitle sporlarından futbol, voleybol gibi oyunları izlemek de bir yönüyle spordur. Boş zamanın değerlendirilmesidir.
Spora önem veren uluslar, dayanıklı, dinç, zeki, çalışkan, disiplinli ve yetenekli fertlere sahip olur. Okullardaki beden eğitimi dersleri ve spor faaliyetleri bireysel spora ve yukarıdaki amaca yöneliktir

Spor Neden Yapılır


Spor neden yapılır 
• Tembelliği ve isteksizliği yenmek,
• İlgi duymayı geliştirmek,
• Streslerden uzaklaşmak,
• Vücudu çalıştırmak,
• Yaşlanmayı geciktirmek,
• Enerjiyi harcamak, boş zamanı değerlendirmek,
• Vücudun kapasitesini artırmak,
• Dolaşım sisteminin normal değerlerde çalışmasını sürdürmek,
• Sistemleri daha fazla çalışmaya hazırlamak,
• Refleksleri hızlandırmak,
• Hareket ve sinir sisteminin aktivitesini sürdürmek, artırmak,
• Kasların kasılma sürelerini azaltmak,
• Kendine güveni ve yaşama gücünü artırmak,
• Spor oyunlarını beceri haline getirmek ve uygulamaktır.
Spor, ileri yaş hastalıklarından olan dejeneratif eklem hastalıklarını önler. Kas, eklem ve sinir sistemi hastalıklarını rehabilite eder.

Sporun Tarihçesi

Tarihçesi
Hayvanların çoğu oyun oynar, atlar, sıçrar ve tırmanır ama yalnız insan spor yapar. İnsanlar da, tarih boyunca koştular, tırmandılar, ağır nesneleri kaldırdılar, yüzdüler. Ne var ki, bu fiziksel etkinlikleri her zaman spor amacına yönelik ve yarışma biçiminde olmadı. Çocukların, ilkçağlardan bu yana oyunlarında koşular düzenleyerek yarıştıkları ya da güreştikleri söylenebilir. Büyükler arasında ise, fiziksel yarışma anlamında sporun ne zaman başladığı kesin olarak bilinmemektedir.
Arkeolojik buluntular Eski Çin'de top oyunlarının yaygın biçimde oynandığını göstermiştir. Eğer bu oyunlar dinsel bir gösteri değil de bir yarışma özelliği taşıyorsa, sporun ilk biçimlerinden biri olarak ele alınabilir. Eski Yunan ve Roma'da da top oyunları boş zamanların sağlıklı bir biçimde değerlendirilmesi amacıyla oynanırdı.
Eski Mısır'da spor oldukça yaygındı. Firavunlar, ülkeyi yönetecek yetenekte olduklarını, avcılıkta ve ok atmadaki üstünlüklerini göstererek kanıtlardı. Böyle gösterilerde firavunlar bir başka kişiye karşı yanşmazdı. Bu nedenle olağanüstü basarıları yalnızca birer efsane de olabilir. Kutsal nitelik taşımayan sıradan Mısırlılar ise atlama, güreş, sırık dövüşü ve top oyunları gibi bugün hâlâ görülen sporlarla da ilgilendiler.
Eski Yunan ve Girit'te spor gösterileri hem dinsel, hem din dışı amaçlarla gerçekleştirilirdi. Homeros'un İlyada ve Odysseia adlı yapıtlarında bu iki tip spor etkinliğinden de söz edilir. Din ve sporun birleştirildiği en ünlü spor etkinliği, başlangıcı İÖ 776 olarak belirlenen, ama geçmişi büyük olasılıkla daha eski tarihlere uzanan Olimpiyat Oyunları'dır. Eski Yunan'da benzer kutsal oyunlar Delfi, Korint ve Nemea kentlerinde de düzenlenirdi. Bu dört kentteki oyunlarda başarılı olan atletler büyük bir ün ve onur kazanmanın yanı sıra, çeşitli maddi ödüller de alırdı. Yunanlılar dindışı sporlarla da yakından ilgiliydiler. Gymnasiou'u olmayan kent devletlerinin tam bir toplum olamadıkları düşünülürdü. Bu gymnasion'larda atletler eğitilir ve yarıştırılırdı. Eski Yunan'da, askeri disiplinin çok önemli olduğu Sparta dışında, kadınlar spor etkinliklerine katılmaz ve Olimpiyat Oyunları'na alınmazlardı. Bu genel uygulama dışında kalantek örnek tanrıça Hera onuruna düzenlenen yarışmalardı.
Eski Roma'da savaş arabası yarışları en yaygın spor gösterilerindendi. Ama atletizm, boks, güreş, cirit ve disk atma gibi sporlara da ilgi gösterilirdi. Roma'da savaş arabası yarışları 250 bin kişi tarafından izlenen büyük gösteriler biçiminde düzenlenirdi. Bu sayı Colosseum'da gladyatörlerin gösterilerini izlemeye gelenlerin yaklaşık beş katıydı. Bunun bir nedeni de, gladyatör kiralamanın ve dövüştürmenin oldukça pahalıya mal olmasıydı. Gladyatör dövüşlerinde ya insan insana karşı ya da insanlar hayvanlara karşı mücadele ederdi. Neron döneminde arenada kadın gladyatörler de dövüştürülmeye başlandı. Araba yarışları, gladyatör dövüşlerinin Hıristiyanların tepkisi ve ağır maliyetler nedeniyle İS 5. yüzyılın başlarında sona erdirilmesinden çok sonra da sürdürüldü. Araba yarışları oldukça modern yarışlardı. Yarışçılar Yeşiller ve Maviler gibi ayrı takımlarda toplanır, bu da taraftarlarının bağlılıklarını güçlendirir, ilgilerini ayakta tutardı.
Ortaçağ'da sporun daha az örgütlü olduğu görülür. Panayırlar ve mevsim şenliklerinde erkekler ağır taş ve tahıl çuvalları kaldırma yarışmaları yaparlardı. Kırsal kesimde en yaygın spor, hemen hiçbir kuralı olmayan halk futboluydu. Evlilerin bekârlara ya da bir köyün başka bir köye karşı oynadığı bu oldukça vahşi oyun İngiltere ve Fransa'da 19. yüzyıla kadar sürdü.
Ortaçağ'ın soyluları arasında okçuluk en gözde spordu. Bazen bir şenliğe dönüşen okçuluk yarışmaları aylar öncesinden tasarlanırdı. Kasabalar arası yarışmalardaki törenlerde okçular, sporun koruyucu azizlerinin resimleri ve heykellerinin ardında yürürlerdi. Kasaba halkı, soylular arasında düzenlenen bu okçuluk turnuvalarına alınmaz, yalnızca izleyici olabilirdi. Genellikle, yarışmaları izlemeye gelen halk için koşu, atlama ve güreş karşılaşmalarıda düzenlenirdi.
Ortaçağ'da köylü kadınlar koşulara ve top oyunlarına serbestçe katılırdı. Soylu kadınlar da ava çıkar ve şahin beslerdi.
Rönesans döneminde spor artık tümüyle dinsel amaçların dışına çıkmıştı. 15. ve 16. yüzyılların soyluları ve aydınları dansı spora yeğlediler. Bale Fransa'da bu dönemde gelişti. Atlar ise zarif hareketlerle yürümeleri için eğitildi. Bu dönemde sporcular arasındaki mücadeleden çok, görünümlerinin soyluluğu ve incelikli davranışlarıyla ilgilenildi.
Avrupa'da sporun günümüzdeki biçimini alması 17. yüzyılın sonlarında başladı. İngiltere'de sırık dövüşü gibi geleneksel sporlar yerini kriket gibi daha örgütlü oyunlara bıraktı. Boks sporu 18. yüzyıl boyunca yaygınlaştı ve bu sporu daha uygar kılmak üzere kurallar geliştirildi.
18. ve 19. yüzyıllarda spor giderek uzmanlık dallarına ayrıldı. Kurulan ulusal örgütler standart kurallar koydu. 1863'te İngiltere'de Ortaçağ'ın halk futbolundan kaynaklarıan yeni tip futbolu geliştirmek üzere Futbol Birliği kuruldu. ABD'de ragbi ve Amerikan futbolu gelişti. Modern sporlar bu iki ülkeden dünyaya yayıldı. İngiltere, başlangıcı Rönesans Fransa'sına dayanan tenis gibi, kökenleri başka ülkelerde olan sporları da modernleş-tirdi. 19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başlarında Uluslararası Olimpiyat Komitesi (1894), Uluslararası Futbol Federasyonu (1904) ve Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu (1912) gibi örgütler kuruldu.
Avrupa ve Kuzey Amerika ülkeleri, Asya ve Afrika'yı sömürgeleştirdikleri dönemlerde, yerli sporların yerine kendi sporlarını geçirdiler. Batılı olmayan ülkelerden Japonya'da, geleneksel bir spor olan sumo (Japon güreşi) halk arasında yaygın ve sevilen bir spor olma özelliğini korudu. Gene Japonya, modern Olimpiyat Oyunları'na judo gibi bir sporla katkıda bulunan ve batılı olmayan sayılı ülkelerden biri oldu.
Modern sporlara geçişin ardında Sanayi Devrimi'nce desteklenen bilimsel gelişmeler yatar. Bu dönemden sonra, atletler, fiziksel olarak en yüksek düzeylerine ulaştırılmak üzere sistemli bir biçimde çalıştırıldı. Basketbol, voleybol gibi yeni sporlar, pazara sürülen yeni bir mal gibi, istenen özellikleri karşılayacak biçimde özel olarak geliştirildi. Kapitalist girişimcilik, sporların pazarlarıabilir bir ürün olarak modernleştirilmesinde önemli bir rol oynadı. Boş zamanı değerlendirmek için oynanan geleneksel oyunların modern spor dallarına dönüştürülmesinde okulların ve üniversitelerin de önemli katkıları oldu. Modern futbol İngiltere'de Victoria döneminde seçkin gençler tarafından geliştirildi. Kürek sporu ile pist ve alan atletizmi ise modern biçimlerini İngiliz ve ABD üniversitelerinde aldı.
Bireysel bir spor olan jimnastik kara Avrupa'sında gelişti. Kökenlerini 18. ve 19. yüzyılda Almanya ve İskandinav ülkelerinden alanjimnastik, rekabete dayanmayan farklı bir spor olarak ortaya çıktı. Günümüzün bireysel jimnastik sporu bu eski spordan gelişmiştir.

Kaynak: http://www.msxlabs.org/forum/diger-sporlar/295549-spor-nedir-spor-ve-sporun-tarihcesi-hakkinda.html#ixzz1t5AuwOok